Son günlerde yaşanan siyasi gelişmeler, daha doğrusu kirlenen siyaset; kimi zaman ayağa düştü, kimilerinin de topuğuna!
Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olma alışkanlığındaki siyasi yandaşlar da bunu fırsat bilip sağlı sollu rakiplerine saldırmaya başladılar.
Her ne kadar son yaşanan olayla Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu’nun AKP’ye geçip Cumhurbaşkanının himayesine girmesiyle daha da alevlenen tartışmalar gündemi oluştursa da bence asıl önemli olan siyasetteki bu müthiş çürümenin gerçek nedenleri üzerinde durmak gerekiyor.
Doğrusu ben bu topuğu kırık kadının parti değiştirmesine şaşırmadım.
Asıl şaşırılması gereken, bu kadının bu kadar uzun süre CHP’de nasıl el bebek gül bebek himaye edildiğidir.
Bu tür insanlar kendi yetenekleri, ideolojik duruş ya da siyasi çabaları sonucu değil, birilerinin himayesi ve koruması altında hep siyaset yapmışlardır.
Topuklu Efe diye anılan bu kadın hangi özelliğiyle CHP’ de bu kadar itibar görmüş, bu kadar uzun süre bu görevlere getirilmiştir?
İddia odur ki, Deniz Baykal döneminde kayınpederinin yaptığı bağışlar karşılığı Süleyman Demirel kontenjanından milletvekili yapılmış. Bir dönem daha milletvekilliği yaptıktan sonra belediye başkanlığına terfi ettirilmiş.
Kim yapmış bunları?
CHP Genel Merkez yöneticileri.
Sonra da elde ettiği böylesine devasa bir gücü istediği gibi kullanan kişi 4. Dönem başkanlığında neredeyse Aydın’ı ele geçirmişken iktidarın başlattığı belediyeleri ele geçirme operasyonlarına direnmek yerine teslim olmayı seçmiştir.
AKP’nin yaptığı bu kirli siyaseti kabul etmek elbette mümkün değil ama CHP’nin dönüp birazda kendini sorgulaması gerekmez mi?
İnsanlara hak etmediği görevleri verirseniz elbet bir gün bu ağır yükün altında ezileceklerdir.
Dikkat ederseniz CHP de sorun çıkaranlar hep aynı tür kişiler.
Yani hak etmediği halde ekonomik güçleri ya da kayırmacılık nedeniyle göreve getirilenler.
Dedesi Beyoğlu belediyesinde temizlik işçisi, babası şoför olarak çalışan, kendisi yerel yönetimler konusunda yüksek lisans yapan Beyoğlu Belediye Başkanı İnan Güney’i de gözaltına aldılar, büyük olasılıkla onu da tutuklayacaklar.
Ancak ne İnan Güney ne kanserle mücadele eden Beylikdüzü Belediye Başkanı Murat Çalık ne partisinin tüm kademelerinde yıllarca mücadele etmiş Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar’dan en küçük bir zaafiyet göremezsiniz.
Siyaset inanmışlık gerektirir.
Emek ve fedakarlık ister.
Birilerinin adamı ya da himayesiyle siyaset yapanlar sonunda kendilerinin ve onu oraya getirenlerin çıkarlarını gözetir.
Siyasette bedel ödemeyenler karşılaştıkları en küçük zorluk ve baskıda kaçmaya ve partilerini satmaya yatkındırlar.
İsmini bile anmak istemediğim Özlem Çerçioğlu ‘da bunu yapmıştır.
Onun kaybedecek çok şeyi var, o yüzden altı metrelik bir hücrede kalmayı ve sahip olduğu serveti yitirmeyi göze alamaz.
Bunu anlamak mümkün de böylesine kirli bir operasyonla partinden ayrılan kişinin peşinden giden diğer parti üye ve yöneticilerine, meclis üyelerine ne demeli?
Olayı kişilerden bağımsız değerlendirmekte yarar var.
Siyasi partiler ve seçim yasası değişmeden bu çirkinliklerden bu yozlaşmadan kurtulmak mümkün değil.
Partilerin her kademesinde, milletvekilliği ve yerel yönetimlerde görev alacak herkes mutlaka tüm üyelerin katılımıyla gerçekleşecek demokratik seçimlerle belirlenmelidir.
İthal adaylarla yola çıkan partiler siyasetçi ihraç eder duruma gelirler.
Siyasetin finansmanı şeffaf olmalı, görevlendirmelerde süre sınırlaması getirilmelidir
.Tek adam yönetimine karşı olan CHP tek kadın yönetimine niye karşı çıkmadı?
Niye kimi vekiller 4-5 dönem ısrarla aday gösterilir?
CHP Türkiye’de en zengin insan potansiyeline, kadro yetkinliğine sahipken yeni kadrolara yer açmakta niye bu kadar isteksiz davranıyor?
Kuşkusuz çok kapsamlı bir tüzük ve program değişikliği olmadan bunların yapılamayacağını da biliyorum.
Partinin üzerindeki korkunç iktidar baskısının da farkındayım ancak bugünden tezi yok CHP’de emekten yana, insan odaklı politikalar uygulanmalı, parti üyelik koşulları yeniden gözden geçirilmeli, parti yönünü sola çevirmelidir.
Türkiye partisi olmak iddiasıyla herkesten oy isteyebilirsiniz ama herkesi CHP üyesi yapamazsınız.
CHP; kim olursa olsun herkesin geleceği Mevlana’nın tekkesi değildir.
AYHAN ONGUN(Gazeteci-Yazar)
Yorumlar
Kalan Karakter: