VURUN ABALIYA!

Bodrum Belediye Meclis Üyesi ve CHP grup sözcüsü Niyazi Atare, hakkında emniyetçe yapılan bir soruşturma sonucu çıkarıldığı nöbetçi mahkeme tarafından tutuklandı.
Birkaç gündür Bodrum’un en çok konuşulan konusu oldu.
Hakkındaki suçlamalar ne kadar doğrudur? 
CHP örgütü niye sahip çıkmamış hatta daha tutuklama kararı bile çıkmadan alelacele niye disipline sevk edilmiş?
Tüm bunları kaşımak değil amacım.
Yargılanma sonuçlanmadan peşin hükümle insanları suçlu ilan etmek doğru olmaz.
Ancak sonuçlar üzerinden değil, bu sonuçlara ulaşmamızın nedenleri nedir diye bir sorgulama yapmanın daha doğru olacağını düşünüyorum.
CHP’ de kime sorsanız; “Gençler geleceğimizdir, onların önünü açmak, siyasete kazandırmak gerek” derler.
Ama onların gençler için uygun gördüğü siyaset, siyasetçi abi ve ablalarının angarya işlerini yapmaktır.
Ne yazık ki, Niyazi ve benzer gençler için de aynı yol izlenmiştir.
Elimden geldiğince objektif bir değerlendirme yapmak için yapay zekaya sordum.
Bakın Niyazi Atare için mesleğiyle ilgili neler yazıyor!
“Farklı haber kaynaklarında Niyazi Atare’nin asıl geçimini siyaset ve iş takibi üzerinden sağladığı ve bu alanda” profesyonel bir siyasetçi” olarak nitelendirildiği belirtilmiştir.”
Eğri oturup doru konuşalım.
Kocadon döneminden bu yana parti içerisinde aktif olarak görev yapan, sahadaki çalışmalarıyla tanınan, sevilen, çalışkan biri olarak Niyazi Atare’ye hangi siyaset büyüğü iş sahibi olması, meslek edinmesi konusunda destek oldu, yol gösterdi.
Kim iktidarda ise “yeter ki benim adamım olsun, benim için çalışsın” demedi mi?
Siyasetin bir meslek olmadığı, ancak iyi bir eğitim, saygın bir meslek ya da iş sahibi insanların kamu yararını gözeterek yapacakları bir gönüllü faaliyet olduğunu anlatmadık onlara.
Hepimiz el birliğiyle kendi kişisel ikbal ve siyasi beklentilerimiz için kullanışlı aparatlar olarak baktık gençlere.
Sonra da bu kadar yükü taşımakta zorlanan gençlerin en küçük bir zaafiyetinde düştüğünde de “vurun abalıya”.
Siyaset kurumunun gençlerle ilgili politikalarını yeniden gözden geçirmesi gerekir.
Aksi halde yazıktır, günahtır; doğru yönlendirilseler her biri çok iyi bir yönetici, başarılı birer siyaset insanı olabilecek gençleri kurban ediyoruz.
Niyazi Atare’yle birlikte tutuklanan diğer kişi de emlakçı ve CHP Muğla İl Yönetim Kurulu Yedek üyesi.
Bu kişilere güvenmeseniz, bu görevlere getirmezdiniz.
O zaman niye bu telaş?
Üç dönem Belediye Meclis üyesi yapacaksınız.
Yetmedi, en genç meclis üyesi sıfatıyla başkana vekalet edecek.
Hatta Belediye Başkan Yardımcısı olarak atayacaksınız.
O da yetmedi, son dönemde Muğla Büyükşehir Belediyesi iştiraki bir şirkete yönetim kurulu üyesi yapacaksınız
Tutuklanmadan üç gün öncesine kadar Bodrum Belediyesinde koordinatör olarak görevlendireceksiniz.
Bodrum Belediye Meclisi içinde de CHP’nin parti sözcüsü olarak siyasi sorumluluk vereceksiniz.
Sonra; ayağı kaydı düştü.
Bir tekme de sen at!..
Bu uygulama yalnızca gençler için yapılmıyor.
CHP, bir taraftan iktidarı liyakatsiz kadrolarla ülkeyi yönettiği için suçluyor ama kendisi de hiçbir liyakati olmayan, mesleksiz ya da mesleğinde görünür tek bir başarısı olmayan kişilerle yol yürümeye devam ediyor.
Öyle olmasa hiçbir özel yeteneği olmamasına karşın, parti zor durumda kaldığında kayyım olmayı kabul edebilen birileri dört dönem vekillik yapabilir miydi?
Genel Başkanlık dışında yapmadığı görev kalmayan Gürsel Tekin partiden nemalanamadığı anda bu kadar düşmanca saldırabilir miydi?
Topuğu kırık efe Çerçioğlu neredeyse 20 yıldır bu partinin en itibarlı yerlerinde nasıl görev yapardı?
Yani demem o ki, bu parti safralarından kurtulmalı, ayrık otlarını temizlemelidir.
Gençlere sahip çıkmak, onlara doğru örnek olmakla mümkündür.
Kendinize benzetmeye çalışarak gençleri kazanamazsınız.
Birilerini kurban vererek de kendinizi aklayamazsınız.
AYHAN ONGUN(Gazeteci-Yazar) 3 Kasım 2025/BODRUM