Bizim toplumuzda ihanet denince genelde ikili ilişkilerde taraflardan birinin diğerini bir başkasıyla aldatması akla gelir.
İhanet eden kuşkusuz bir bedel öder ancak aldatan kişiye her türlü hakaret, aşağılama, düşmanca tavır uygulanır ama yine de aldatan kişinin bulunduğu yer ya da çevrede sevenleri olabilir.
Sonuçta iki kişi arasında yaşanmış bir olaydır. Belki de aldatan aldanıyordur.
Ama birlikte yol arkadaşlığı yaptığınız, aynı dava uğruna mücadele ettiğiniz kişi ve kurumları aldattığınız, ihanet ettiğiniz zaman bunun adı hainliktir ve bizim toplum hainleri sevmez.
Çünkü hainlik, kendine verilen imkanı kendine verilen aleyhine kullanmaktır. Kendine güvenilerek verilenleri, kendine güvenenlere karşı silah yapmaktır.
Çoğu zaman da hiçbir şeyi yok iken çok şeye sahip olan, yani kaybedecek çok şeyi olanlar hainliğe daha yatkındır.
Egemen ya da karanlık güçler hainleri çok sever.
Bilirler ki, bu tür zayıf karakterli insanlar kullanılmaya müsaittir.
Tarihte daha güçlü olanlar tarafından ihtiyaç duyulduğunda kullanılıp sonra işe yaramaz bir eşya gibi çöplüğe atılan öyle çok zavallı hainler vardır ki, ihanetin acı yüzü onları tanınmaz hale getirir.
Bu hainler çok sinsidirler, bukalemun gibi şekil değiştirir, duruma göre vaziyet alırlar.
Kimileri de hırs ve kibirlerinin esiri olur, istemeseler de günün birinde karanlık güçlerin eline düşer, adım adım ihanetin acı yüzüyle tanışırlar.
İş işten geçmiştir, bu batağa bir düştünüz mü, çırpındıkça daha çok batarsınız.
Bu hainler onlara acıyıp elini uzatanları da o batağa çekmekten kaçınmazlar.
Son günlerde kimliğini, kişiliğini, tüm insani değerlerini yitirmiş o kadar çok hain türedi ki, insanlar kendinden kuşku duyar hale geldi.İnsan yaşamını ve toplumsal ilişkileri derinden etkileyen bu ihanetler en çok da siyaset kurumunda görülmeye başlandı.
Çok partili yaşama geçtiğimizi günden bu yana her dönemin fırıldakları, dönekleri, hainleri olmuştur.
Ama son dönemlerde siyaset kurumu o kadar kirlendi ve güven yitirdi ki neredeyse insanlar siyasetçiyim demeye utanır hale geldi.
Oysa aynı siyaset kurumu içerisinden ne yiğit insanlar çıktı, kendini ülkesi ve idealleri için feda eden.
Bırakın siyasetten rant elde etmeyi, kendi servetini, malını, mülkünü bu uğurda kaybeden, onurundan ödün vermeden, adını tarihe altın harflerle yazdıran.
Egemen güçler hiç sevmedi onları, baskı ve zulüm gördüler, eziyet çektiler, işkencelerden geçtiler, hapislerde yattılar yıllarca.
Öte yandan günümüzde ülkeyi yönetemez hale gelen iktidarlar için hırs ve çıkarlarına yenik düşmüş muhteris siyasetçiler her zaman kullanılmaya elverişli insanlardı.
Geçmişte her biri için hazırlanmış suç dosyaları günü geldiğinde işleme konulmak üzere saklı tutuldu hep.
Özellikle de muhalif taraftan seçilmiş ve kimi satın alınarak, kimi korkutularak bu çürümeye yüz tutmuş sistemin payandası haline getirildiler.
Kimilerinin parasal kimilerinin ahlaki zaafları, kimilerinin tavan yapmış egoları, kimilerinin de haksız elde ettikleri servetlerini kaybetme korkusunu kullanan güçler, gün gelecek bu ihanetin korkunç acı yüzüyle kendileri de karşılaşacaklar.
O yüzden belki birçoğu aynaya bakmaya korkar olmuş.
Böylesine çirkin hain pazarlarının oluştuğu ülkemizde özellikle siyasi partilerin kadrolarını seçerken çok daha titiz davranmaları gerekiyor.
Kitle partilerinde milyonlarca üyeyi kontrol etmeniz zor olabilir ama yönetim kademesine getireceğiniz kişilerin geçmişini, kişiliğini, yeteneğini sorgulamak zorundasınız.
Hangi özelliğinden dolayı bir insan dört dönem milletvekili, PM üyesi, Genel Başkan Yardımcısı, Genel Sekreter yapılır. Memlekette insan kıtlığı mı var?
Vermenin sonu yoktur. O zaman bir dönem de belediye başkanı yapsaydınız bugünkü olumsuzlukları yaşamazdınız!..
Kişilere hak etmedikleri görev ve misyonları verirseniz sonra onların başarısızlıkları, güçsüzlükleriyle ilgili söz söyleme hakkınız olmaz.
Ama ülkesine sorumlu yurttaşlar olarak bizlerin, o hainler yüzünden sizden hesap sorma hakkımız vardır.
Kimse durup dururken ihanet etmez. İhanetin koşullarını yaratmayacaksınız.
İktidara yürüyen bir parti bu ayrık otlarını temizlemek, her dönem partiye zarar veren bu asalaklardan kurtulmak zorundadır.
Yoksa şimdi kalkıp, yargıtayda kaybedilen dosyadan, büyük bir inşaat firmasına peşkeş çekilen Darüşşafaka’nın arazisinden söz etmenin bir anlamı yok.
Yüzsüzlük öylesine işlemiş ki ruhlarına 5 bin polisle geldiği İstanbul il binasında utanmadan, “bu ülkeyi temiz ellere teslim edeceğiz.” Diyebiliyorlar.
Geçmişte birlikte politika yaptığı milletvekillerinin yüzlerine polisler tarafından gaz sıkılırken yüzünde oluşan o gülümseme bir kara leke olarak kalacaktır.
İhanetin acı yüzünü bir kez daha gördük.
AYHAN ONGUN(Gazeteci-Yazar) 8 Eylül 2025/BODRUM
İHANETİN ACI YÜZÜ!
Yayınlanma :
09.09.2025 09:00
Güncelleme
: 09.09.2025 09:00
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: