CHP’nin henüz adı konmamış komisyona katılmasına parti içinden ve dışardan farklı şekilde eleştiriler geliyor.
Bazı kesimler, iktidarın kurduğu bir komisyona katılmanın, iktidarın politikalarını meşrulaştırma anlamına gelebileceğini iddia ediyorlar.
Kuşkusuz AKP yönetimi ve Erdoğan’ın geçmişte yaptıkları çelişik uygulamalar, iki yüzlü politikalar yüzünden komisyona katılmasına rıza gösterenlerde bile ihtiyatlı bir yaklaşımın olduğu bir gerçek.
CHP bu komisyonda yer alırsa diye başlayan itirazlar daha çok ihtimaller üzerinden ve varsayımlara dayanılarak yapılmakta.
Ancak CHP’nin komisyona katılmasından en çok kim rahatsız olur? Derseniz bana göre en çok da Cumhurbaşkanı Erdoğan istemez.
Erdoğan’a rağmen ya da içinde bulunulan ekonomik, sosyal ve siyasal açmazlar yüzünden kerhen de olsa Erdoğan’ın bilgisi dahilinde CHP’ye böyle bir çağrı yapılırken, büyük olasılıkla Erdoğan ellerini oğuşturarak “keşke kabul etmeseler” diye dua ediyordu.
“Ne yapalım, biz çağırdık ama onlar gelmediler” diyerek olası tüm olumsuzlukları ve sürecin başarısızlığını CHP’nin üzerine yıkma, muhalefete ve özellikle CHP’ye yönelik operasyonlara hiç ara vermeden hatta daha da pervasızca sürdürme şansını da elde etmiş olacaktı.
Ancak CHP Genel Başkanı Özgür Özel Saraçhane’den bu yana başarılı bir şekilde sürdürdüğü mücadele perspektifi ve doğru eylem stratejilerine bir yenisini daha ekleyerek komisyona katılma kararını duyurdu. Ama komisyonda yer alacaklarını, ancak bu katılımın bazı şartlara bağlı olduğunu belirterek.
En önemli şart da komisyon kararlarının nitelikli çoğunlukla alınması ve komisyonun bir anayasa komisyonu gibi çalışmayacağının netleştirilmesinin kamuoyuna açıklanmasıydı.
KATOLİK NİKAHI KIYMIYORUZ!
Geçmişte örneklerini gördüğümüz üzere verilen sözlerin tutulmaması, komisyonun kurulmasının; Erdoğan’ı yeniden Cumhurbaşkanı seçtirmek ve tek adam yönetimini sürdürmenin bir aracı haline getirmek istenmesi durumunda hiç tereddüt etmeden komisyondan çekileceklerini de çok net ve açık biçimde ifade eden Özgür Özel’e komisyona katılım üzerinden saldırmak ya da eleştirmek aslında barış sürecini sabote etmek demektir. Yapılan açıklamalar ve Özgür Özel’in konuşmalarından anlıyoruz ki;
CHP komisyonda yer alarak, iktidarın bu süreci tek başına yürütmesinin önüne geçmek ve muhalefetin görüşlerini dile getireceği bir platform oluşturma, yani muhalefete barış ve demokrasi mücadelesinde yeni bir alan açmak hedefleniyor.
Yani bir anlamda siyasi alanı korumuş oluyor.
Öte yandan CHP; komisyona katılarak eleştirilerini ve önerilerini doğrudan kamuoyuyla paylaşma imkanı buluyor. Bu da partinin siyasi duruşunu güçlendiriyor.
Keza CHP, komisyon içinde yer alarak, süreç üzerindeki denetim ve etki gücünü artırmak ve iktidarın attığı adımları yakından takip etmeyi hedefliyor.
En yalın ifadeyle CHP ve Özgür Özel, komisyona katılarak iktidarın CHP’yi boşa düşürmek, toplumsal muhalefet ve özellikle Kürt yurttaşlarla bağlarını koparmayı amaçlayan oyununu bozmuş oldu.
CHP dışında siyasi partiler ya da muhalif görünen örgütsel yapıların eleştirilerini anlamak mümkün.
Ama parti içerisinden gelen eleştirilerin odağında demokrasiyi içselleştirememiş ve siyasi ikbal uğruna ya da siyasal konjoktör gereği kazara CHP de yer almış sağcı ve milliyetçi kesimden gelenleri görüyoruz.
Türkiye’de terörden ziyade bir demokrasi, özgürlük sorunu olduğunu, bu durumdan da daha çok Kürt yurttaşlarımızın mağdur olduğunu görmek istemeyen sözde Kemalist, ulusalcı kesimler özellikle de konu barış ve demokratikleşme olduğunda iktidarla aynı dili konuşuyor, egemen güçlerle aynı kulvarda hizaya geçiyorlar.
30 yıl cezası olan ve haksız yere iki yıl fazladan cezaevinde tutulan PKK davasından hükümlü birinin özgürlüğüne kavuşmasından bile rahatsız olan hasta bir zihniyet var ne yazık ki!
O dönemin koşullarında yasaların verdiği cezadan fazlasını yatmış bu kişi bir yana hasta tutuklu ve hükümlüler başta olmak üzere hukuksuz biçimde tutuklu yargılanan tüm siyasilerin serbest bırakılmasını istemek yerine, daha yasakçı uygulamaları savunanların ne barış mücadelesinde ne demokratikleşme sürecinde yeri olamaz zaten.
Uzun yıllardır barış ve özgürlük karşıtları CHP’yi şeytanlaştırmak, DEM Parti ve diğer muhalif güçlerden uzak tutmaya çalışırken şimdi CHP içerisindeki gericiler, statükocular bu görevi üstlenmiş görünüyorlar.
Bu ülkede eşit yurttaşlık temelinde demokratik bir cumhuriyet istiyorsak öncelikli hedef mevcut iktidardan kurtulmak, tek adam yönetimine son vermek, emek ve insan odaklı bir sosyal hukuk devletini inşa etmek istiyorsak eğer, tüm siyasi önyargıları bir kenara koyup, birlik olmanın tam zamanıdır.
AKP karşıtlığı üzerine yürütülecek bir mücadele bizi başarıya götürmez.
Önemli olan faşizme karşı tüm demokrasi güçlerinin mücadele ve dayanışmasını örgütlemektir.
Kimi siyasi çıkarlar, anlamsız ve içi boş gerekçelerle bu sürece karşı çıkmaya, CHP’ yi etkisizleştirmeye, yalnızlaştırmaya hakkımız yok.
AYHAN ONGUN (gazeteci-Yazar) 3 Ağustos 2025/BODRUM
CHP’NİN KOMİSYONA KATILMASINI KİMLER İSTEMİYOR?
Yayınlanma :
08.08.2025 17:10
Güncelleme
: 08.08.2025 17:10
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: