Çok yoğun yaşanan bir Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği seçimlerinin ardından yeniden bir seçim atmosferine giren ülkemizde yine ve yeniden ittifaklar konuşulmaya başladı.
İttifakın sözcük anlamı: (Halklar, gruplar ya da egemen devletler arasında ortak faydayı sağlayacak karşılıklı çıkarlara dayalı kurulmuş ilişkilerdir.)
partiler arasında yapılırsa ne anlama gelir, bu konuyu biraz derinle“Belirli bir amaca ve hedefe ulaşmak için çıkarların uyuşması sonucunda belirli kesimler arasında oluşturulan birlik, beraberlik grubu “olarak da adlandırabileceğimiz ittifak konusunu derinlemesine konuşmakta yarar var diye düşünüyorum.
Son yapılan genel seçimlerde oluşturulan siyasi ittifaklar bir seçim ittifakıydı ve bir kesim için cumhuriyetin temel değerlerinin korunması amaç edinilmiş, diğer bir kesim ise var olan iktidarını ve tek adam yönetimini sürdürmeyi hedef almıştı.
Yani süreli iş birlikleriydi bu ittifaklar.
Görüldüğü üzere herkes alacağını aldı ve ittifaklar bitti.
Ancak iktidarın avantajları kalıcı olduğu için bu kesimdeki ittifaklar çıkarlar devam ettiği sürece varlığını sürdürür.
Yerel seçimlerin sosyolojisi de halk üzerinde etki ve beklentileri de farklıdır.
Genel seçimlerde ittifaklar yukarıda siyasi parti merkezlerinde daha çok da liderler arasında yapılır ama yerel seçimler de yerel dinamikler etkilidir ve yerel iş birlikleri esastır.
Dikkat edilirse Millet ittifakı olarak lanse edilen kesimde müttefiklerin (ittifak tarafları) beklentileri farklıymış.
Örneğin ana müttefik CHP de amaç Cumhurbaşkanlığını kazanıp tek adam yönetimine son vermek iken diğer müttefiklerin bir kısmı mecliste temsil edilmeyi esas amaç olarak hedeflemişlerdi ve amaçlarına ulaştılar.
CHP de üyeler karalar bağlarken örneğin DEVA Partisindekiler neredeyse zil çalıp oynayacaklar.
Yani ortak fayda diye bir durum söz konusu olmadığı gibi, kimi müttefikler seçimlerin en önemli amacı olan Cumhurbaşkanını değiştirme konusunda ortak bir fikre de sahip değildiler.
İYİ Partinin seçim kampanyası boyunca “Kazanacak aday” söylemiyle ittifakın adayı Kılıçdaroğlu’nu itibarsızlaştırma çabalarını başka nasıl izah edebiliriz.
Kaldı ki, bir siyasi partinin adayının kim olacağına yine o parti organlarının karar vermesi gerekirken CHP’ye aday dayatan İYİ Parti şimdi de yerel seçimlerle ilgili zorlama ittifak tanımları yapmaya başladı.
Henüz kurumsal kimliğini oluşturamamış, ideolojik ve politik tercihlerini netleştirememiş bir partinin bu denli iddialı hedefler ortaya koyması siyasetin doğasına da uygun değil.
Bir anlamda kendi içinde var olan huzursuzlukların, iç kavgaların üstünü örtmek ve gündem değiştirmeye yönelik bu üstenci söylemler İYİ Parti’ye bir yarar sağlamayacağı gibi karşısında yönetimini demokratik bir seçimle yenilemiş, daha kararlı ve güçlü bir CHP var.
Moral ve inisiyatif üstünlüğünü ele geçiren CHP eskiye göre el yükseltmiş durumda ve İYİ Partinin pazarlık şansı da eskiye göre çok daha zayıflamış görünüyor.
Eğer doğru adaylarla yoluna devam ederse CHP; bir yerel seçim başarısıyla iktidarı da yerinden edebilir.
Mevcut metropolleri koruyan ve hele de üstüne birkaç büyükşehir daha kazanan muhalefete rağmen ne Erdoğan ne de AK Parti 2028 e kadar iktidarda kalamaz.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel uzun yıllardan sonra ilk kez partinin rotasını sola çevirmiştir.
Bu politika değişikliği CHP nin diğer sağ partilerle ilişkilerini koparması anlamına gelmeyeceği gibi asıl şimdi kendi solundaki partilerle daha sağlıklı ittifaklar kurabilmesi mümkün olacaktır.
Seçim iş birliğinden çok demokrasi ve insan hakları, adalet ve hukukun üstünlüğü, adil paylaşım, ekonomik bağımsızlık ve cumhuriyetin temel değerlerini korumak gibi sürekliliği olan ittifaklara yönelmenin zamanı gelmiştir.
Yerel seçimler adı üzerinde yerel inisiyatifler ve yerel dengelerin öne çıktığı yarışlardır.
Kuşkusuz bir siyasi parti adına seçimlerde yarışmak önemli bir avantajdır ama adayın kimliği, kişiliği ve liyakatı, seçim bölgesindeki halk üzerinde karşılığı önem kazanır ve belirleyici olur.
O yüzden en demokratik yöntemleri zorlayarak, çok titiz bir değerlendirme sonucu belirlenecek adaylarla CHP ve diğer muhalefet partileri önemli bir seçim başarısı elde edebilecekleri gibi demokrasimiz açısından da önemli bir kazanım olacaktır.
“Kendi adaylarımızla yurdun her yerinde seçimlere girme konusunda kararlıyız” türünden günü kurtarmaya yönelik açıklamalar belki parti içerisinde Meral hanıma bir hareket alanı yaratabilir ama CHP nin elindeki belediyelerden kaybedilen her il ya da ilçe İYİ Parti nin de sonunu hazırlar.
Ben inanıyorum ki, İYİ parti ve diğer Millet İttifakı partilerinin seçmenleri, bir kez daha seçim yenilgisi halinde ülkenin nasıl bir karanlığa sürükleneceğini görüyorlardır.
Özetle bu yerel seçimlerde siyasi partiler ya da liderler değil halkın kendisi yapacak ittifakı ve artık iktidarın bile yürütmekte zorlandığı bu çağdışı başkanlık yönetim sistemine son verecektir.
Ülkesine ve geleceğine duyarlı tüm yurttaşların bu seçimleri yalnızca bir yerel seçim olarak görmemeleri gerekir.
Bu yerel seçimlerde alınacak bir başarı bu iktidarın da sonunu hazırlayacaktır.
Sorumlu yurttaşlar olarak hiçbirimizin bu mücadeleden uzak durma lüksü yoktur.
AYHAN ONGUN(Gazeteci-Yazar) 21.11.2023/BODRUM