Hava sıcaklıklarının artmasıyla birlikte serinlemek için yüzmek isteyen vatandaşlara yönelik olarak rip (çeken akıntı) ve sığ bayılmasına karşı uyarılarda bulunan uzmanlar, dalgalı ve aşırı rüzgarlı havalarda kesinlikle suya girilmemesi ve can kurtaran ve yüzme aparatlarının kullanılmasının hayati önem taşıdığını söyledi.
Havaların ısınmasıyla birlikte serinlenmek isteyen vatandaşlar, deniz, havuz, nehir ve göl sularına giriyor ve boğulma tehlikesi ise karşı karşıya kalabiliyor. Türkiye'de her yıl çok sayıda vatandaş boğularak hayatını kaybediyor. Suya giren kişi yüzme bilmiyor ve gireceği su kaynağını tam olarak tanımıyorsa boğulma riskinin yüzde 50 daha fazla arttığını hatırlatan Konya Emniyet Müdürlüğü Koruma Şube Müdürlüğü Su Altı Grup Amiri Hakan Özdemir, "Hava sıcaklığının artmasıyla vatandaşlarımız sıcaktan etkilenerek havuz, baraj, göl, deniz gibi yerlere gidecekler. Böyle yerlerde boğulma olaylarının olmaması için İl Emniyet Müdürlüğümüz, Toplum Destekli Polislik ve Su Altı Grup Amirliği olarak çalışmalar yapıyoruz. Konya İl Emniyet Müdürlüğü Su Altı Grup Amirliği olarak Nevşehir, Aksaray, Afyonkarahisar ve Kayseri bu toplam bu dört ilde 9 vatandaşımız maalesef boğularak can verdi. Bunları da biz müdahale ederek çıkarttık. Dalgalı ve aşırı rüzgarlı havalarda kesinlikle suya girilmemesi lazım. Suya girilen yerde mutlaka cankurtaranın olması gerekmekte, bu yerler seçilmesi lazım. Su altında görmediğimiz, bilmediğimiz canlılar var. Bunlara ilgilenilmemesi lazım. Bunlarla ilgilenince maalesef boğulma vakaları oluyor. Cankurtaran olan yerlerde suya girilmesi lazım. Havuzlarda, göllerde, göletlerde yüzme bilinmiyorsa eğer mutlaka kolluk, yardımcı aparat olarak can simidi, şişme yelek kullanılarak boğulma tehlikesine karşı kendileri de bir önlem almış oluyorlar" dedi.
"Su zeminlerini bilmedikleri yerlerde de kesinlikle vatandaşlarımız suya girmemesi lazım"
Göl, baraj ve akarsulara giren vatandaşların kesinlikle dikkatli olması ve bu alanlarda su zeminleri ve rip akıntısına karşı hatırlatmalarda bulunan Su Altı Grup Amiri Hakan Özdemir, "Su zeminlerini bilmedikleri yerlerde de kesinlikle vatandaşlarımız suya girmemesi lazım. Balçıklı olan yerlerde suya girdiklerinde özellikle iç sularımızda su çekmesi diye bilinen bir durum var. Bu durum tatlı suyun deniz suyuna göre kaldırma kuvveti daha azdır ve ayrıca dip yapısında balçık ve çamur olduğundan dolayı zemin sert olmadığından basılınca aşağıya doğru sürekli bir kayma olur. Vatandaş da bunu su çekmesi olarak bilir. Tehlikeli bir durumdur. Bu tür yerlerde kesinlikle ve kesinlikle suya girilmemesi lazım, Denizlerde özellikle oluyor. Rip akıntısının olduğu yerler, rip akıntısında yüzmeyi bilsen de rip akıntısını bilmediğinde akıntıya karşı efor sarf ettiğinden dolayı yoruluyorsun ve kıyıya varamadan maalesef can verme durumunda kalıyorsun. Rip akıntısına karşı da alınabilecek önlemleri söylemek istiyorum. Rip akıntısında en başta sakin olunması gerekiyor. El kaldırılarak ve avazın yettiği kadar bağırılarak çevredekilerden yardım istenecek. Çevreden yardım alamadığımız takdirde rip akıntısına karşı değil, kıyıya paralel bir şekilde yüzülerek akıntısından kurtulacak seviyeye geldikten sonra kıyıya yanaşılması lazım. Bu süre içerisinde sakinlik, kesinlikle korunması lazım ve enerjiyi tasarruflu kullanması lazım" şeklinde konuştu.
"Yardım gelmiyorsa gücümüzü, enerjimizi tasarruflu kullanarak kıyıya yaklaşmamız lazım"
Boğulma tehlikesi yaşanılan durumlardaki hayati önem taşıyan uyarılarda bulunan Özdemir, "Özellikle sakinliğimizi koruyarak elimizi kaldırıp çevredeki vatandaşlardan yardım isteyecek şekilde en yüksek sesle bağırıp beklememiz lazım. Yüzmeyi biraz biliyorsak elimizden geldiği kadar eğer yardım gelmiyorsa gücümüzü, enerjimizi tasarruflu kullanarak kıyıya yaklaşmamız lazım. Böyle bir konuya şahit oluyorsak, mutlaka 112'yi arayarak yardım talep etmemiz lazım. Çevredekilerden yardım istememiz lazım. Müdahale edeceksek kendi can güvenliğimizi de alıp gitmemiz lazım" ifadelerini kullandı.
"Kesinlikle suya dalıp zıpkınla balık avlamamalarını istiyoruz"
Sığ sulara balıklama atlayışların da çok sayıda omurilik felci ve ölüm vakasına yol açtığını anlatan Özdemir, "Sularda bir de karşılaştığımız durum suya dalarak zıpkınla balık avlamak istiyor. Burada da sığ su bayılması yaşıyorlar. Derine girip hızlıca sudan çıktıklarında maalesef bu baygınlığı yaşıyorlar. Kendilerine güveniyorlar. Yukarıya çıkacaklarına inanıyorlar. Biraz daha suyun altında bekliyorlar o heyecanla. Maalesef bu durumla da hayati tehlikeler meydana geliyor. Vatandaşlarımızın yine bu durumlarda kesinlikle suya dalıp zıpkınla balık avlamamalarını istiyoruz" diye konuştu.
Havaların ısınmasıyla birlikte serinlenmek isteyen vatandaşlar, deniz, havuz, nehir ve göl sularına giriyor ve boğulma tehlikesi ise karşı karşıya kalabiliyor. Türkiye'de her yıl çok sayıda vatandaş boğularak hayatını kaybediyor. Suya giren kişi yüzme bilmiyor ve gireceği su kaynağını tam olarak tanımıyorsa boğulma riskinin yüzde 50 daha fazla arttığını hatırlatan Konya Emniyet Müdürlüğü Koruma Şube Müdürlüğü Su Altı Grup Amiri Hakan Özdemir, "Hava sıcaklığının artmasıyla vatandaşlarımız sıcaktan etkilenerek havuz, baraj, göl, deniz gibi yerlere gidecekler. Böyle yerlerde boğulma olaylarının olmaması için İl Emniyet Müdürlüğümüz, Toplum Destekli Polislik ve Su Altı Grup Amirliği olarak çalışmalar yapıyoruz. Konya İl Emniyet Müdürlüğü Su Altı Grup Amirliği olarak Nevşehir, Aksaray, Afyonkarahisar ve Kayseri bu toplam bu dört ilde 9 vatandaşımız maalesef boğularak can verdi. Bunları da biz müdahale ederek çıkarttık. Dalgalı ve aşırı rüzgarlı havalarda kesinlikle suya girilmemesi lazım. Suya girilen yerde mutlaka cankurtaranın olması gerekmekte, bu yerler seçilmesi lazım. Su altında görmediğimiz, bilmediğimiz canlılar var. Bunlara ilgilenilmemesi lazım. Bunlarla ilgilenince maalesef boğulma vakaları oluyor. Cankurtaran olan yerlerde suya girilmesi lazım. Havuzlarda, göllerde, göletlerde yüzme bilinmiyorsa eğer mutlaka kolluk, yardımcı aparat olarak can simidi, şişme yelek kullanılarak boğulma tehlikesine karşı kendileri de bir önlem almış oluyorlar" dedi.
"Su zeminlerini bilmedikleri yerlerde de kesinlikle vatandaşlarımız suya girmemesi lazım"
Göl, baraj ve akarsulara giren vatandaşların kesinlikle dikkatli olması ve bu alanlarda su zeminleri ve rip akıntısına karşı hatırlatmalarda bulunan Su Altı Grup Amiri Hakan Özdemir, "Su zeminlerini bilmedikleri yerlerde de kesinlikle vatandaşlarımız suya girmemesi lazım. Balçıklı olan yerlerde suya girdiklerinde özellikle iç sularımızda su çekmesi diye bilinen bir durum var. Bu durum tatlı suyun deniz suyuna göre kaldırma kuvveti daha azdır ve ayrıca dip yapısında balçık ve çamur olduğundan dolayı zemin sert olmadığından basılınca aşağıya doğru sürekli bir kayma olur. Vatandaş da bunu su çekmesi olarak bilir. Tehlikeli bir durumdur. Bu tür yerlerde kesinlikle ve kesinlikle suya girilmemesi lazım, Denizlerde özellikle oluyor. Rip akıntısının olduğu yerler, rip akıntısında yüzmeyi bilsen de rip akıntısını bilmediğinde akıntıya karşı efor sarf ettiğinden dolayı yoruluyorsun ve kıyıya varamadan maalesef can verme durumunda kalıyorsun. Rip akıntısına karşı da alınabilecek önlemleri söylemek istiyorum. Rip akıntısında en başta sakin olunması gerekiyor. El kaldırılarak ve avazın yettiği kadar bağırılarak çevredekilerden yardım istenecek. Çevreden yardım alamadığımız takdirde rip akıntısına karşı değil, kıyıya paralel bir şekilde yüzülerek akıntısından kurtulacak seviyeye geldikten sonra kıyıya yanaşılması lazım. Bu süre içerisinde sakinlik, kesinlikle korunması lazım ve enerjiyi tasarruflu kullanması lazım" şeklinde konuştu.
"Yardım gelmiyorsa gücümüzü, enerjimizi tasarruflu kullanarak kıyıya yaklaşmamız lazım"
Boğulma tehlikesi yaşanılan durumlardaki hayati önem taşıyan uyarılarda bulunan Özdemir, "Özellikle sakinliğimizi koruyarak elimizi kaldırıp çevredeki vatandaşlardan yardım isteyecek şekilde en yüksek sesle bağırıp beklememiz lazım. Yüzmeyi biraz biliyorsak elimizden geldiği kadar eğer yardım gelmiyorsa gücümüzü, enerjimizi tasarruflu kullanarak kıyıya yaklaşmamız lazım. Böyle bir konuya şahit oluyorsak, mutlaka 112'yi arayarak yardım talep etmemiz lazım. Çevredekilerden yardım istememiz lazım. Müdahale edeceksek kendi can güvenliğimizi de alıp gitmemiz lazım" ifadelerini kullandı.
"Kesinlikle suya dalıp zıpkınla balık avlamamalarını istiyoruz"
Sığ sulara balıklama atlayışların da çok sayıda omurilik felci ve ölüm vakasına yol açtığını anlatan Özdemir, "Sularda bir de karşılaştığımız durum suya dalarak zıpkınla balık avlamak istiyor. Burada da sığ su bayılması yaşıyorlar. Derine girip hızlıca sudan çıktıklarında maalesef bu baygınlığı yaşıyorlar. Kendilerine güveniyorlar. Yukarıya çıkacaklarına inanıyorlar. Biraz daha suyun altında bekliyorlar o heyecanla. Maalesef bu durumla da hayati tehlikeler meydana geliyor. Vatandaşlarımızın yine bu durumlarda kesinlikle suya dalıp zıpkınla balık avlamamalarını istiyoruz" diye konuştu.