Son dönemde yaşanan Balıkesir-Sındırgı merkezli 6.1 büyüklüğündeki deprem, Ankara-Etimesgut merkezli 3.3 büyüklüğündeki deprem ve yurdun çeşitli bölgelerinde etkili olan orman yangınları, afet risk yönetimi konusunda sistemsel zafiyetlerin halen devam ettiğini göstermektedir.
Türkiye’de Afet Yönetiminin Mevcut Durumu
Türkiye’de afet yönetiminde imar, yapı üretim, denetim ve afet mevzuatları büyük ölçüde kâğıt üzerinde kalmakta; uygulamada ise riskleri azaltacak etkili önlemler hayata geçirilememektedir. Bu durum, sıradan doğa olaylarının dahi felakete dönüşmesine neden olmaktadır.
• Mevzuat Sorunları: Yapı denetimi, imar afları ve plansız alan yönetmelikleri afet risklerini artırmaktadır.
• Kurumsal Sorunlar: Afet yönetiminde yerel yönetimlerin rolü sınırlı kalmakta, merkeziyetçi yapılar katılımcılığı engellemektedir.
• Toplumsal Kırılganlıklar: Sosyal, ekonomik ve kültürel eşitsizlikler, afetlerin etkilerini artırmaktadır.
Uluslararası Çerçeve ve Türkiye’nin Uyum Durumu
Birleşmiş Milletler tarafından kabul edilen Sendai Afet Risk Azaltma Çerçevesi (2015-2030), afet yönetiminde katılımcılık, şeffaflık, hesap verebilirlik ve risk azaltmaya dayalı politikaların önemini vurgulamaktadır. Türkiye’de ise bu ilkeler mevzuat ve uygulamalara sınırlı düzeyde yansıyabilmektedir.
Öneriler
Türkiye’nin afetlere daha dirençli hale gelmesi için aşağıdaki başlıklar öne çıkmaktadır:
1. Mevzuatın Yeniden Düzenlenmesi
• Plansız Alanlar İmar Yönetmeliği gibi afet riskini artıran düzenlemelerin kaldırılması.
• İmar affı uygulamalarının tamamen sona erdirilmesi.
• Afet hukuku sisteminin geliştirilmesi ve özel Afet Mahkemeleri kurulması.
2. Jeolojik ve Jeoteknik Çalışmaların Önceliklendirilmesi
• Zemin ve temel etütlerinin zorunlu hale getirilmesi.
• Diri fay, heyelan, taşkın, tsunami ve diğer tehlike haritalarının tamamlanarak planlamalarda kullanılması.
• Mikrobölgeleme çalışmalarının yapılması ve imar planlarına işlenmesi.
3. Kurumsal Yapının Güçlendirilmesi
• “Afet, Acil Durum ve İklim Değişikliği Bakanlığı” benzeri yeni bir kurumsal yapının oluşturulması.
• Yerel yönetimlerin afet yönetimindeki rolünün artırılması.
• Katılımcı karar alma süreçlerinin güçlendirilmesi.
4. Ekonomik ve Sosyal Önlemler
• Risk azaltma çalışmalarını finanse edecek bir Afet Fonu kurulması.
• Afet yönetiminin sosyal yardım değil, geleceğe yatırım olarak görülmesi.
• Afet suçlarına yönelik cezai yaptırımların artırılması.
5. Toplumsal Katılım ve Bilinçlendirme
• Afet yönetiminde meslek odaları, üniversiteler ve sivil toplum kuruluşlarının daha etkin rol alması.
• Afetlerin sadece yapılı çevre değil, aynı zamanda doğal, sosyal ve psikolojik boyutlarıyla ele alınması.
Türkiye’de doğa olaylarının afetlere dönüşmesini engellemek için bütünleşik, katılımcı ve bilim temelli bir afet risk yönetim sistemine ihtiyaç vardır. Etkin mevzuat, güçlü kurumsal yapılanma, şeffaflık, hesap verebilirlik ve toplumsal bilinç bu sürecin temel unsurlarıdır.
Yorumlar
Kalan Karakter: