Rubato Grubu'nun solisti Özer Arkun'un yargılandığı davada mütalaa
Rubato grubunun solisti Özer Arkun'un, kız arkadaşını darp ettiği gerekçesiyle yargılandığı davada mütalaasını açıklayan Savcı, sanığın "kasten yaralama" ve "hakaret" suçlarından 5 yıla kadar hapsini istedi. Sanık Arkun'un 5 ayrı suçtan ise beraati talep edildi.
Yayınlanma :
06.04.2022 14:21
Güncelleme :
06.04.2022 14:24
Rubato grubunun solisti Özer Arkun'nun, eski kız arkadaşı Burcu Y.'yi darp ederek hakaret ve tehditlerde bulunduğu gerekçesiyle 7 ayrı suçtan 40 yıl 6 aya kadar hapis cezası talebiyle yargılandığı davada mütalaa açıklandı. Anadolu 9. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya, sanık Özer Arkun katılmazken, müşteki Burcu Y. ve taraf avukatları salonda hazır bulundu.
Cumhuriyet Savcısı duruşmada mütalaasını açıkladı. Mütalaada, 4 Mayıs 2020 tarihinde tarafların ilişkilerinde yaşadıkları gerginlik nedeniyle tartıştıkları, sanığın müştekiyi yaraladığının sabit olduğu belirtildi. Ancak müştekinin 'hürriyetini tehdit' iddiasına rağmen tarafların olayın hemen ertesi günü hastaneye gittikleri, müştekinin sanık olmaksızın muayene olduğu, bu durumda sanığın iddialarının somut deliller ile örtüşmediğinin değerlendirildiği kaydedildi.
Müştekinin cep telefonu ve bilgisayarının zapt edildiğini iddiasına rağmen, HTS kayıtlarının incelenmesinde olağanüstü bir kesintinin olmaması ve müştekinin olayın hemen akabinde video çekebildiği değerlendirildiğinde bu iddianın soyut kaldığı aktarıldı. Cinsel saldırıya yönelik iddiaların da sanıkça kabul edilmemesi ve tanıkça doğrulanmaması nedeniyle soyut beyanlardan ibaret olduğunun belirtildiği mütalaada, incelenen mesaj içerikleri ve beyanlara göre sanığın tehdit ve şantaj anlamı barındıracak eyleminin tespit edilemediği vurgulandı.
Mütalaada, sanığın müştekiyi darp ettiğini sabit olduğu ancak incelenen muayene raporuna göre künt tramva izine veya kesiye rastlanılmaması nedeniyle eylemin iddia edildiği gibi silahtan sayılacak bardak ile gerçekleştiğine dair delil bulunmadığı belirtildi. 9 Haziran 2020 tarihinde sanık Arkun'un atmış olduğu mesajla 'sen manyak mısın' şeklinde hakaret ettiği, sanığın eylemlerinin uzlaşmaya tabi suçlardan olduğu gerekçesiyle dosyanın uzlaştırma büroya gönderildiği ancak taraflar arasında uzlaşma sağlanamadığı kaydedildi.
5 yıla kadar hapis talebi
Mütalaada, sanık Özer Arkun'un "Basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde kasten yaralama" ve "Hakaret" suçlarından 1 yıl 3 aydan 5 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılması istendi. "Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma", "Tehdit", "Şantaj", "Nitelikli yağma" ve "Basit cinsel saldırı" suçlarından ise beraati talep edildi.
"Yanlışlıkla gelişen bir olaydır"
Bunun üzerine söz alan müşteki avukatı Fatih Uzun, mütalaaya karşı yazılı beyanda bulunmak üzere süre istedi. Sanık avukatı Serkan Toper ise, "Müştekinin öfke krizi halinde müvekkile saldırması sonucunda yanlışlıkla gelişen bir olaydır" diyerek müvekkilinin tüm suçlardan beraatini istedi. Mahkeme, müşteki avukatına mütalaaya karşı beyanlarını hazırlamaları için süre vererek duruşmayı eksikliklerin giderilmesi için erteledi.
(GE-CGK
- BBP Genel Başkanı Mustafa Destici:
- "Avrupa, Ukrayna'da görmezden geldikleri Bosna Savaşını ve Bosna'da Müslümanları hedef alan soykırımı saymazsak, 2. Dünya Savaşı'ndan sonra ilk defa, savaşın karanlık yüzüyle yüzleşiyor"
-"Avrupa tüm dünyayla birlikte, Rus güçlerinin çekilmesiyle başkent Kiev yakınlarındaki Buça'da ortaya çıkan manzaranın şokunu yaşıyor"
Ahmet Umur Öztürk - İbrahim Berat Yılmaz
ANKARA (İHA) - Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı ve Ankara milletvekili Mustafa Destici, "Avrupa, Ukrayna'da, görmezden geldikleri Bosna Savaşını ve Bosna'da Müslümanları hedef alan soykırımı saymazsak, 2. Dünya Savaşı'ndan sonra ilk defa, savaşın karanlık yüzüyle yüzleşiyor. Avrupa tüm dünyayla birlikte, Rus güçlerinin çekilmesiyle başkent Kiev yakınlarındaki Buça'da ortaya çıkan manzaranın şokunu yaşıyor" dedi.
BBP Genel Başkanı Destici, TBMM'de basın toplantısı düzenledi. Destici, 5 Nisan tarihinin Avukatlar Günü olduğunu hatırlatarak, "Yargı mekanizmasının üç temel ayağından 'savunma'yı temsil eden, vatandaşlarımızın adalet önündeki hak arama mücadelelerinin simgesi avukatlarımızın meslek günlerini kutluyorum" ifadelerini kullandı.
Destici, 5 Nisan 1990 tarihinde Doğu Türkistan'da gerçekleşen Barın Katliamı'nın 32. Yıldönümü olduğunu söyleyen Destici, "Üzerinden geçen 32 yıla rağmen, Barın Katliamı'nda kaybettiğimiz kardeşlerimizin, soydaşlarımızın acılarını yüreklerimizde taşıyoruz. Doğu Türkistan'da bugün halen devam eden ve bahsi geçen tarihlerde yoğunlaşan, Çin'in bölge halkının bekasına yönelik büyük tehdit oluşturan, aile planlaması adı altında başlatılan 'doğum yasağı', 'Çinlilerin, Doğu Türkistan'a gayri meşru göçü ile iskanı' gibi uygulamalara karşı bölgede yaşayan Türklerin tepkileri, Barın'da, Ramazan ayında, bir caminin onarımı sırasında çıkan tartışmalarla fiili bir gerilime dönüştü. Çin ordusu, 5 Nisan 1990'da, Ramazan ayında, Doğu Türkistan'ın Kaşgar vilayetine bağlı Aktu ilçesi Barın kasabasına yönelik büyük bir saldırı gerçekleştirdi. Çin'in silahsız protestoculara ateş açmasıyla başlayan olaylar, Çin yönetiminin bölgeye 22 bin 750 silahlı asker, tanklı birlik, helikopter ve uçaklar sevk ederek bölgeyi abluka altına almasıyla devam etti. Yaklaşık 20 bin nüfusu olan Barın kasabasına doğru büyük bir taarruz başlatan Çin güçleri, korkunç bir katliam ve yıkıma imza attı. Hedef gözetilmeden açılan ateş ve bombardımanlar sonucu, Barın kasabasının yok edildiği, binlerce sivilin vahşice katledildiği öğrenildi. Çin, ancak 'soykırım' kelimesiyle isimlendirilebilecek bu büyük katliam sonrasında, güvenlik bahanesiyle, Doğu Türkistan'ın Kaşgar, Artuş, Aksu ve Hoten illerini abluka altına aldı ve 10 binden fazla Uygur genci isyanla ilişkilendirilip tutuklanarak, idam ve ömür boyu hapis cezalarına çarptırıldı" şeklinde konuştu.
Destici şöyle konuştu:
"Bugün, Çin'de, toplama kamplarında 3 milyondan fazla Uygur Türkünün varlığından bahsediliyor ve 3 milyondan fazla insan, bu çilenin, işkencelerin ne zaman biteceğini bilmeden tecrit şartlarında yaşıyorlar. Doğu Türkistanlı kardeşlerimizin, bu duruma sessiz kalan Birleşmiş Milletler, İslam İşbirliği Teşkilatı ve Avrupa Birliği ülkelerine yaptığı 'sessiz kalmama' çağrılarını destekliyoruz. Barın Katliamı'nda hayatını kaybeden şehitlerimiz başta olmak üzere, insanlık onurunu korumak için hayatını kaybeden tüm insanlara Allah'tan rahmet diliyorum. Bu vesileyle Çin'in 1949 yılından beri uygulamakta olduğu insanlık dışı uygulamalarını kınıyorum."
Destici, Türk Polis Teşkilatı'nın kuruluşunun 77. yılını ve Polis Haftası'nı kutladıklarını belirterek, "Devletin en önemli görevlerinden biri, kamu düzenini ve halkın güvenliğini sağlamaktır. Bu yönleriyle milletimiz, Türk Polisi'nin tarihini, milletimizin tarihiyle akran sayar. Suçun önlenmesi ve suçla mücadele gibi önemli toplumsal görevleri yerine getiren Türk Polisi, bu asli görevlerini yaparken, aslında kamuya ait tüm alanlarda, devletin vatandaşa hizmet ulaştırabilmesi için uygun şartları sağlamış olur. Bu yönüyle polis teşkilatımızın, tüm kamu hizmetlerine ve sosyal hayatın bütününe önemli bir katkı sağladığını söylemek zorundayız. Bütün kamu görevlilerinden faklı olarak, yılın 365 günü ve 24 saat görev yapan polislerimiz, bu ağır yükün yanında, meslek hayatlarının her anını ölüm tehlikesiyle geçirmeleri itibariyle de çok ağır bir sorumluluk üstleniyorlar. Bu yönleriyle de emniyet mensuplarımız, milletimizin hayatında ve gönlünde önemli bir yer tutuyorlar. Bunun yanı sıra milletimiz, Emniyet Teşkilatımızın mensuplarını, 'ülkemizin özellikle son kırk yılında, teröre karşı, milletin istikbalini, çukurlara, hendeklere gömme hayali kuranlara karşı, 15 Temmuz'da devleti yıkmaya kalkanlara karşı verdikleri kahramanca mücadeleyle hatırlıyor, onları yüreğinde taşıyor'"
Ukrayna-Rusya olayına değinen Destici, "Savaşan her iki ülkeyle de önemli, siyasi, askeri, ekonomik ve sosyal bağlarımız var. Dolayısıyla Türkiye, pek çok alanda, savaşın etkilerine maruz kalıyor. Bunun yanı sıra, Türkiye, 'insani yardımlar' ve 'barışın sağlanması' konularında, tarihi bir rol üstleniyor. Savaşta hayatını kaybedenlerin acılarını paylaşıyoruz. Savaşın, yaşanan ölümlerin, yıkımların son bulmasını; barışın bir an önce tesis edilmesini diliyorum. Avrupa, Ukrayna'da, görmezden geldikleri Bosna Savaşını ve Bosna'da Müslümanları hedef alan soykırımı saymazsak, 2. Dünya Savaşı'ndan sonra ilk defa, savaşın karanlık yüzüyle yüzleşiyor. Avrupa tüm dünyayla birlikte, Rus güçlerinin çekilmesiyle başkent Kiev yakınlarındaki Buça'da ortaya çıkan manzaranın şokunu yaşıyor. Uluslararası ajanslar, Buça'da, onlarca sivilin başlarından vurularak infaz edildiğinin bilgi ve görüntülerini kamuoyuyla paylaştılar. Ukraynalı yetkililer, Buça ve yine Kiev'in banliyölerinden Irpin'de en az 410 sivilin cesetlerinin bulunduğunu açıkladılar. Buça Belediye Başkanı Anatoly Fedoruk, kurbanların tümünün vurularak öldürüldüğünü, Rusların öldürdükleri 280 sivili ise toplu mezara gömdüğünü söyledi. Buça'da bir apartmanın bodrum katında elleri arkadan bağlı 5 kişinin cesedine ulaşıldı" diye konuştu.
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: