Aşık Veysel’in nereli olduğu, hayatı ve ölüm tarihi araştırılıyor. Aşık Veysel Şatıroğlu ölüm yıl dönümünde anılıyor. Yıllarca, çeşitli vesilelerle yurdun muhtelif yörelerinde düzenlenen programlara katılan Aşık Veysel, son konserini 15 Ağustos 1971'de Hacıbektaş'ta vermiştir. Artık günden güne güçsüzleşmiş olan Aşık Veysel'in, yapılan muayenesinde akciğer kanseri olduğu anlaşılmıştır. 21 Mart 1973 günü bir Nevruz sabahına doğru saat 3.30'da vefat etmiştir.
AŞIK VEYSEL’İN KÖR OLUŞU
1894 yılında Sivas’ın Şarkışla ilçesine bağlı Sivrialan köyünde gözlerini açar hayata üstat. Doğduğu o günlerde Sivas ve civar mıntıkalarda çiçek hastalığı yaygındır. Böylesine sancılı bir zamana doğmuştur. Ve bu sancılı zamanın tabir yerindeyse kurbanlarından biri de Aşık Veysel olmuştur. Çiçek hastalığı sebebiyle 7 yaşında görme yetisini tamamıyla kaybeder. Aşık Veysel. Ne kadar acıdır ki bu sebeple, bu hastalık nedeniyle iki kardeşini de toprağa verir. Babası gözleri görmeyen küçük Veysel‘in bu haline epey üzülür ve onun kendini üzüp, hayata küsmemesi adına küçük yaşta oğluna bir saz hediye eder. Ona halk ozanlarından şiirler ezberletir. Ona bir meşgale, uğraş verir. Yeri gelmişken, engelli kişilerin hayata tutunmaları hususunda mihenk taşı görevi gören, olmazsa olmaz olarak addedilen ailenin ilgisinin önemini, bu hayat hikayesiyle de anlamış oluyoruz. Veysel, babasının ona olan yaklaşımına kayıtsız kalmaz ve o da alır eline sazı, ezberlediği şiirlerden parçalar çalmaya başlar. Öylesine kendisini geliştirir ve bu yola vakfeder, adar ki; adeta sazı onun artık gören gözü gibi olmuştur, onun tellerine vurarak, tellerinden sudur eden nağmeler eşliğinde hayata bakar ve hatta baktırır. Bu kadar gayrete karşılık elbette namı alır ve diyar diyar yürür.
Babasının, Âşık Veysel'e oyalanması için aldığı bağlamayla önce başka ozanların türkülerini çalmaya başladı. 1930 yılında Sivas Maarif Müdürü olarak görev yapan Ahmet Kutsi Tecer ile Kutsi Bey tarafından düzenlenen bir şairler gecesinde tanıştı. Kutsi Bey tarafından verilen destek ile birçok ili dolaşmaya başladı.
Âşık geleneğinin son büyük temsilcilerinden olan Âşık Veysel, bir dönem yurdu dolaşarak Köy Enstitüleri'nde saz hocalığı yaptı. 1965 yılında özel kanunla maaş bağlandı. 1970'li yıllarda Selda Bağcan, Gülden Karaböcek, Hümeyra, Fikret Kızılok ve Esin Afşar gibi bazı müzisyenler Âşık Veysel'in deyişlerini düzenleyerek yaygınlaşmasını sağladı. Âşık Veysel'in çocuklarından öğretmen olan Bahri Şatıroğlu, babasının yaşamını gün gün deftere almış ve pek çok çalışmaya kaynak kişi olarak katılmıştır. Ayrıca babasının saz ve söz geleneğini sürdürmektedir.
Eserlerinde Türkçesi yalındır. Dili ustalıkla kullanır. Yaşama sevinciyle hüzün, iyimserlikle umutsuzluk şiirlerinde iç içedir. Doğa, toplumsal olaylar, din ve siyasete ince eleştiriler yönelttiği şiirleri de vardır. Şiirleri, Deyişler (1944), Sazımdan Sesler (1950), Dostlar Beni Hatırlasın (1970) isimli kitaplarında toplandı. 1973 yılında akciğer kanseri sonucunda öldü. Ölümünden sonra Bütün Şiirleri (1984) adıyla eserleri tekrar yayınlandı.
Yorumlar
Kalan Karakter: