İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne (İBB) yönelik yolsuzluk soruşturması kapsamında 21 Mart'ta gözaltına alınan ve tutuklanan Ekrem İmamoğlu'nun danışmanı ve İBB Meclis İştirakler Bağlı Kuruluşlar Komisyon Başkanı Ertan Yıldız, 'etkin pişmanlık'tan yararlanmak için dilekçe verdi.
ETKİN PİŞMANLIK İFADESİ YETERLİ BULUNMADI
İBB'ye yönelik 'yolsuzluk' soruşturmasında, Bakırköy'de bulunan Capacity adlı AVM'den 5 milyon Euro rüşvet istediği iddiasıyla tutuklanan Yıldız'ın etkin
pişmanlık ifadesi yeterli bulmadı. Yıldız, ifadesinin ardından tutuklu bulunduğu Kandıra Cezaevi'ne gönderildi.
İTİRAFLARI DİKKAT ÇEKTİ
Geçen hafta tutuklu bulunduğu Kandıra Cezaevi'nden İstanbul'a getirilen Yıldız, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na verdiği ifadede İBB'deki ihalelerin İmamoğlu ve diğer isimlere yakın şirketlere verildiğini ve bu şekilde belediyenin zarara uğratıldığını söyledi. Yıldız ayrıca İBB içinde bir sistem olduğunu da
itiraf etti.

İMAMOĞLU İLE 2019 YILINDA TANIŞTIM
T24'ün haberine göre İmamoğlu ile 2019 yılında tanıştığını ifade eden Yıldız, "2019 yılında Ekrem İmamoğlu seçimi kazanınca birlikte çalışmaya başladık. Beni resmi başkan danışmanı olarak atadı. İlk başta hangi alanlardan sorumlu olacağım belli değildi. Resul Emrah Şahan, Hasan Akgün, Mehmet Murat Çalık Yiğit Özduman, Murat Ongun, Yavuz Erkut gibi benim de olduğum yaklaşık 15-20 kişilik bir ekiple İBB'in kurumsal kadro ve resmi iş durumu üzerine çalışmalar yürüttük. Tahminen 2019 yılının Eylül - Ekim ayları gibi İBB'de işler bir miktar toparlanması neticesinde Ekrem İmamoğlu benim şirket yöneticiliğimde tecrübelerimin ve uzmanlığımı kullanmak amacıyla İBB iştiraklerinde sorumlu başkan danışmanı yapacağını söyledi. Ben de şirket yönetimi uzmanlık alanım olduğunu belirterek kabul ettim. Bu kabul etmemin sebebi tamamen idealist amaçlarla memlekete hizmet etmekti." dedi.
"PARASAL KONULARDA DAHLİM OLMAMIŞTIR"
İştirak şirketlerinden Medya A.Ş ve Kültür A.Ş. ile Murat Ongun'un Bimtaş ile de Resul Emrah Şahan'ın ilgileneceğinin ve kendisine buralarla ilgilenmemesi gerektiğinin söylendiğini belirten Yıldız, "Ben de çalıştığım süreç içerisinde belirttiğim bu iştirakler dışında kendi uhdemde bulunan iştiraklere odaklanarak yönetim kalitesini, mevcut sorunların çözümü, kurumsallaşma şirketlerin performansını artırılması gibi konularda şirketlerde danışmanlık yapmaya başladım ve bu minvalde de Ekrem İmamoğlu'na raporlar sunmaya başladım. Çalıştığım süreç içerisinde bu iştiraklerin ihale ve parasal konularında hiçbir dahilim olmamıştır. İmza yetkim de bulunmamaktadır. İhaleler ile ilgili süreçler ilgili iştiraklerin genel müdürleri ve yönetim kademesindeydi" dedi.
"KÜÇÜK VE ORTA ÖLÇEKLİ İŞLERİ KENDİLERİNE YAKIN FİRMALARA VERDİLER"
Birinci yılın sonundan itibaren Ekrem İmamoğlu adına Fatih Keleş'in yanına gelerek bazı firmalara ihaleler verdirmesi konusunda telkinde bulunduğunu ileri süren Yıldız, şu ifadeleri kullandı:"Bu firmaların çoğunluğu hatırladığım kadarıyla Beylikdüzü kökenli firmalardı. Ben Fatih Keleş'e defaten söz konusu ihalelerde yetkim olmadığını bu hususların ilgili iştiraklerin uhdesinde olduğunu şirketlerin ihaleye girerek işleri alabileceğini söyledim. Birçok iştirak yöneticisinin de bu konularda Fatih Keleş'e karşı isteksiz olduğunu ve bu işlere girmek istemediklerini biliyorum. Benim bu duruşumdan kaynaklı olarak bir süre sonra farklı bir yapılanma oluşturulmaya başlandığını hissettim. Başta Ekrem İmamoğlu'nun olduğu ve Fatih Keleş aracılığıyla temaslar olduğunu hissettim. İştirakler üzerinden istedikleri tam manasıyla alamayınca İBB bünyesindeki Fen İşleri, Yol Bakım Daireleri gibi yapımcı daireler üzerinden daha fazla iş vermeye başladılar. Küçük ve orta nitelikli işleri kendilerini yakın firmalara vermeye başladılar. Bu ihalelerde iştirak şirketlerine az iş verilerek şu an hatırladığım Özyurt İnşaat ile Adem Soytekin'e ait firmalar gibi daha çok Beylikdüzü kökenli önceden bildikleri firmalara işler verilmeye başlanılmıştır. Bunun sebebi iştiraklerde benim taleplerini gerçekleştirmek istemememdir. Fakat büyük işler için firmaları yoktu."
"AKÇELİ İŞLERİN İÇERİSİNDE OLMAM"
2022'nin yaz aylarında Fatih Keleş'in kendisini çağırarak Makyol isimli firmanın sahibi Adnan Çebi'ye gidilmesi gerektiğini söylediğini iddia eden Yıldız, şunları söyledi:"Bu görüşme benim dışında ayarlanmış ve randevusu alınmıştı. Fatih Keleş ile beraber Adnan Çebi'nin yanına gittik. Fatih Keleş, Adnan Çebi'ye hitaben 'biz sizlerle daha çok çalışmak istiyoruz, büyük işlerimizi sizlerle yapmak istiyoruz, bunun karşılığında da sizden bazı taleplerimiz olabilir' dedi. Adnan Çebi 'ortaklarımla görüşür size haber veririm' dedi. Fatih Keleş bu konularla ilgili kendisi, ben ve Arif Gürkan Alpay ile görüşebileceğini Adnan Çebi'ye iletti. Otel çıkışında Fatih Keleş'e 'ben akçeli işlerin içerisinde olmam, bu tarz işlere beni dahil etmeyin, kendiniz konuşun' diyerek Adnan Çebi ile İBB'ye ilişkin iş konularında bir daha görüşmedim."Bu görüşmeden bir süre sonra Met-Gün'ün patronu Metin Güneş'in karşılaştıklarında kendisine, "İBB ile çok iyi çalışıyoruz, şuanda elimizde 33 tane şantiye var, 3 ortak yıllık 150 milyon dolar kaynak sağlayacağız size" dediğini ifade eden Yıldız, "Bu şahıs öncesinde Ekrem İmamoğlu'nun başkanlığında İBB'yi alacakları için hacze vermişti. Bu firma ile İBB'nin yaşadığı süreçlere bakıldığında bu kadar iş alıyor olması işin doğal seyrine uygun olmayıp karşılığında neler alındığını bilmiyorum. Bu şirketler ile üst düzey görüşmeleri Fatih Keleş yapmaktaydı" dedi.
"BELEDİYE KASASINA GİRMESİ GEREKEN PARA BİR ŞAHSIN CEBİNE GİRMİŞTİR"
"Ben İBB üst yönetiminde olduğum için farklı tarzda yapılanmaları gördüm" diyen Yıldız, ifadesinde şunları söyledi:"Yapılanma alanı Cebeci hafriyat alanıdır; bu yapının bir ayağında Fatih Keleş bulunmaktaydı. Fatih Keleş ve İbrahim Bülbüllü, Murat Gülibrahimoğlu ile birlikte Cebeci döküm sahalarından gelen sıcak paranın kontrolünü sağlıyorlardı. Bu operasyon hafriyat alanları izinlerinin Fatih Keleş aracılığıyla Murat Gülibrahimoğlu'nun sahip olduğu şirketlere, başta Kuzey İstanbul isimli firma olmak üzere verilmesiyle başlamıştır. Bu Cebeci alanı aslında taş ocaklarından ibaret olup Güney Cebeci ve Kuzey Cebeci olmak üzere iki firma tarafından işletilmekteydi. Bu şirketler tarafından uzun yıllardır işletilen bu alanlarda milyonlarca metreküplük çok büyük dolgu alanları oluşmuştur. İBB üzerinden dolgu alanı izni Murat Gülibrahimoğlu'nun şirketlerine verilmiştir. Hatırladığım kadarıyla 2022 yılından itibaren tüm İstanbul'un döküm ve hafriyat alanı olarak burası gösterilmiştir. Buraya giden hafriyat yaklaşık İstanbul'un tüm hafriyatının %70 dir. Buranın yıllık cirosu 150 -200 milyon dolar civarındadır. Bu para bu işleri yapması gereken İSTAÇ isimli iştirak tarafından yürütülmesi gerekirken belediyenin iştiraki baypass edilerek ciddi bir kamu zararı oluşturulmuş belediye kasasına girmesi gereken para bir şahsın cebine gitmiştir. Bu firma resmi fişlerin yanında gayriresmi fişlerde kesmiş bu şekilde çift fiş kesme eylemi yapmış gelen paraların bir kısmını da naylon faturalarla dışarıya aktarmıştır. Bu konudaki bir diğer hususta belediye meclisi eli ile hafriyat döküm fiyatları sürekli artırarak Murat Gülibrahimoğlu'nun çok yüksek kazançlar elde etmesi sağlanmıştır."Haber Merkezi