"Vatan sağ olsun"
Bu söz, onurludur evet… Ama artık bu milletin yüreğinde bir isyana, bir çaresizliğe, bir haykırışa dönüştü.
Bir gaz dedektörü…
Evet, sadece bu. İnternette 1000-2000 liraya satılan, sıradan insanların bile evlerine aldığı bir cihaz. Bu cihaz eğer o gün orada olsaydı, belki bugün 5 ocak sönmeyecekti.
Peki biz neden hep aynı şeyi yaşıyoruz?
Neden tedbirler hep acılardan sonra geliyor?
Neden bir evladımız toprağa düşmeden kimse o eksikleri görmüyor?
Gaz sızması bir ilk mi bu ülkede?
Hayır.
O zaman neden askerimizin beline silah asıyoruz da, cebine bir gaz dedektörü koymuyoruz?
Neden “önlem” kelimesi bizim literatürümüzde hep “geç kalınmış” anlamına geliyor?
Bugün o beş ana-baba bir daha evladının sesini duyamayacak.
Onlar yine "Vatan sağ olsun" diyecek.
Ama bu söz, bir eksikliği örtmek için kullanılamaz!
Bu bir ihmal mi, yoksa alışkanlık mı?
Bu askerlerin yanında bu tür teçhizat neden yoktu?
Bu ülkede can, bu kadar ucuz mu?
Birileri çıkıp açıklama yapacak elbet…
“İnceleme başlatıldı”, “Soruşturma sürüyor”…
Ama biz biliyoruz.
Bu sözler, olanı geri getirmeyecek.
Bugün bir kez daha gördük ki; güvenlik sadece silahla sağlanmaz.
Askerine değer veren, onu sadece kurşundan değil, gazdan da, soğuktan da, açlıktan da korur.
Koruyamıyorsa, o zaman bu milletin soracak çok ama çok sorusu var!
Çünkü biz artık "şehit verdik" demek istemiyoruz.
Yaşattık demek istiyoruz.
Evlatlarımızı toprağa değil, yarına hazırlamak istiyoruz.
Ve unutmadan:
Bu bir kader değil.
Bu, ihmalkârlığın bedelidir.
Ve o bedeli yine bu millet ödüyor.
Yine siren sesleri, yine bayraklara sarılı tabutlar, yine gözyaşı döken anneler…
Bu kez 5 Mehmetçiğimizi yitirdik. Görev başında, metan gazına maruz kalarak şehit düştüler.
Ve biz, bu ülkenin vatandaşları, aileleri, anne babaları olarak yine aynı cümleye sığındık:
“Vatan sağ olsun.”
Haber Merkezi